Hayatın reset tuşu: Tekrar denemek

Haberin DevamıHaberin Devamı

Yeniden başlamak, sanıldığı gibi çok büyük adımlar atmak, ani kopuşlar yaşamak, radikal kararlar almak anlamına gelmez. Aksine, bu süreç, küçük ama köklü fark edişlerle ortaya çıkar. Geçmişte yaşananların bugünü yönetmesine izin vermemekle, eski tanımların içinden özgürleşmekle gerçekleşir. Zihinde sık sık dönen bir cümle vardır: “Ben hep böyleyim.” Oysa kişisel gelişimin en temel bilgeliği, insanın hiçbir zaman “hep aynı” kalmadığıdır. Düşünceler, duygular, davranışlar değişir, bakışlar değişir, ruhun yönü değişir. Bu yüzden yeniden başlamak için atılması gereken ilk adım, kendini gözlemlemektir. Neye takılıyor, nerede zorlanıyor, hangi döngüyü tekrar ediyorsa orası kişinin yeni başlangıç noktasıdır.

Bu farkındalığın ardından küçük adımlar gelir. Örneğin her sabah beş dakikalık bir sessizlik alanı açmak, zihnin yönünü dışarıdan içeriye çevirmeye başlar. Bunun için beş dakika boyunca hiçbir şey yapılmasa bile zihin susturulmadan, bastırılmadan, sadece izleyerek “Bugün neye ihtiyacım var?” diye sorulması yeterlidir. Birçok insan yeni bir yaşam ister ama o yaşamı taşıyacak içsel alanı oluşturmaz. Oysa dönüşüm, hazır olan alana gelir. Dış dünyada yeniye yer açabilmek için öncelikle iç dünyada bir alan yaratılması gerekir. Bu da ancak bilinçli farkındalıkla mümkün olur.

Bunların peşi sıra kullanılan “dil” etkisini gösterir. Kişinin kendiyle konuşma biçimi, yaşamla kurduğu ilişkiyi doğrudan etkiler. “Yine başaramadım” demekle “Bugün de denedim, zorlandım ama ilerliyorum” demek arasında büyük bir titreşimsel fark vardır. Ve bu fark, tüm gerçekliği değiştirir. Yeniden başlamak, önce kendini yeniden tanımlamakla mümkün olur. Başarısızlık, terk edilme, hayal kırıklığı gibi yaşanmışlıkları birer eksiklik değil, öğrenme anı olarak görmek bu dönüşümün anahtarıdır. Kişi kendini yargılamaktan vazgeçtiğinde, yaşam da yavaş yavaş yargılamayı bırakır. Yeniden başlamak için bir diğer önemli adım ise harekete geçmektir. Her sabah yatağını toplamak, her gün bir alışkanlığı yeniden düzenlemek, her hafta bir yeniliğe yer açmak gibi küçük ama kararlı davranışlar, beyne “Ben dönüşüyorum” sinyali gönderir. Ve beyin tekrarla güçlenen bir yapıya sahip olduğu için, yeni olan tekrar edildikçe eski olan silinmeye başlar. Tabii ki bu bir anda olmaz ama eninde sonunda mutlaka gerçekleşir. Tıpkı kas gelişiminde olduğu gibi, her gün bir damla, sonra bir bakılır ki yaşam başka bir ritimde akmaya başlamış.

Zihinsel dağınıklıklar, duygusal karışıklıklar ya da ruhsal yorgunluklar sadece bir şeylerin değişmesi gerektiğini haber verir. O yorgunluk, bir çöküş değil, bir dönüşüm çağrısıdır. Hatta içsel bir alarm sistemidir. Kişi, bunu bastırmak yerine kulak verip duyduğunda, artık geçmişin tekrarcısı değil, geleceğin kurucusu olmaya başlar. Bazı günler sadece ayakta kalmak bile önemli bir adımdır. Ve her adım yeni bir yöne doğru atılır, özellikle de karanlıkta atılanlar. Çünkü insanın içindeki yolu gösteren, gözleri kamaştıran ışıktan ziyade, duygu ve düşünceleri keskinleştiren karanlıktır. Yeniden başlamak, çoğu zaman bir kapanışın içinden doğar. Bir ilişkinin bitişi, bir işin kaybı, bir hayalin sonlanması… Tüm bu sonlar, birer kayıp gibi görünse de aslında kişinin kendisiyle yeniden tanışması için açılan geçitlerdir. Ve bunların içinden geçebilmek için maskesiz, beklentisiz, sadece hakikatle yüzleşerek kendine karşı dürüst olmak gerekir. Belki de en çok korkulan budur ama asıl güç oradadır. Gerçekle temas, dönüşümün ön koşuludur.

Bu nedenle yeni başlangıçlar, dış koşullar değiştiğinde değil, iç gerçeklik değiştiğinde olur. Belki bir sabah daha net uyanılır, belki bazı sözler artık içe işlememeye başlar, belki aynı döngüde birden bire “Ben artık böyle değilim” cümlesi zihinde yankılanır ve o an, hayatın “reset” tuşuna basılmış olur. Her şey baştan başlamaz ama başka bir yerden akmaya yönelir. Daha bilinçli, daha farkında, daha hafif… Hiçbir duygu sonsuza kadar sürmez. Hiçbir düşüş kalıcı olmaz. Hiçbir bitiş gerçek bir son değildir. Yeniden başlamak, yeni bir rota değil, bir bilinç halidir. Ve bazen bu bilinç, tamamen kaybolduğunuzu sandığınız anda belirir. Kendine yeniden yaklaşan herkes, aslında hayata da yeniden yaklaşmış olur. Ve hayat, bu yaklaşımı asla yanıtsız ve karşılıksız bırakmaz.
Haber Kaynak : CNNTURK.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”